Kronik böbrek yetmezliği her yaş grubunda ve çocuklarda da görülebilen ciddi bir hastalıktır. Yapılan çalışmalar her bir milyon çocuktan 3’ünde kronik böbrek yetmezliği olduğunu göstermiştir. Böbrekler vücudumuzun sağlıklı olabilmesi için pek çok görev üstlenmişlerdir. Böbreklerimiz süzgeç görevi görerek kanımızda biriken zararlı maddeleri temizler ve vücudumuzdan uzaklaştırırlar. Bunun yanı sıra vücudumuzun su ve tuz dengesini sağlar, kan basıncını düzenler, kan yapımına yardım eder ve hatta kemik gelişimini düzenleyerek kemiklerimizin güçlü ve kuvvetli olmasını sağlarlar. Vücudumuzdaki kalsiyum ve fosforun denge içinde olmasından da böbreklerimiz sorumludur. Böbreklerimizin üstlendiği bu görevleri yerine getiremediği duruma “böbrek yetmezliği” denilmekte ve böbreklerimizle birlikte daha pek çok organ sistemimizin çalışamamasına neden olmaktadır.
Çocuklarda kronik böbrek yetmezliğinin nedenleri nelerdir?
Böbreklerin çalışmasına engel olabilecek birçok olay vardır. Bunlar arasında en önemli olanları doğumsal kusurlardır. Bunların arasında en sık rastladığımız durum “vezikoüreteral reflü” dür. Vezikoüreteral reflüde idrar, idrar torbasından böbreklere geri kaçar. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarının eşlik ettiği bu durum uzun vadede böbreklerde yaralar oluşmasına ve böbreğin çalışamayacak hale gelmesine neden olur. Diğer doğumsal kusurlar arasında böbreklerin veya idrar torbasının henüz anne karnında iken yeteri kadar gelişememesi, böbreklerimizin içinde yer alan kanallarda veya idrar yollarında tıkanıklıklar meydana gelmesi sayılabilir. Ayrıca bazı kalıtımsal yani, anne ya da babadan çocuklara geçebilen hastalıklar da önemli bir yetmezlik nedenidir. Bunlara örnek olarak polikistik böbrek hastalığını veya Alport Sendromu’nu verebiliriz. Nefritler de böbrek yetmezliğinin önemli nedenlerinden biridir. “Nefrit” adı verilen böbrek hastalığının farklı türleri vardır ve bunların bazıları böbrek yetmezliği ile sonuçlanabilir. Bunun yanı sıra lupus ya da diyabet gibi bazı sistemik hastalıklar da böbrek yetmezliğine neden olabilir. Bu hastalıklar direkt olarak böbrekle ilgili değildir ancak vücudun değişik bölümlerine ve de böbreklere hasar verebilen hastalıklardır.
Çocuklarda kronik böbrek yetmezliğinin belirtileri nelerdir?
Kronik böbrek yetmezliği son derece sinsi bir hastalık olup, özellikle ilk dönemlerinde pek bir belirti vermeyebilir. Hastalarda öncelikle halsizlik başlar ve bu aşamada hastalık çoğu zaman atlanır. Daha ileri aşamalarda hipertansiyon, göz kapaklarında ve bacaklarda şişme, kemiklerde özellikle bacaklarda ağrı, bacaklarda eğrilik ve idrar miktarında azalma görülebilir. Hastalık çok daha ilerlediğinde ise hastalar havale geçirebilir, komaya girebilir, akciğer sorunları ve kalp yetmezliği gelişebilir ve hatta hasta aniden hayatını kaybedebilir.
Kronik böbrek yetmezliği çocuğun gelişimini etkiler mi?
Böbrek öyle bir organdır ki, yetmezliğe girmesi ile vücudumuzun bütün dengeleri alt üst olur. Sadece böbrekler değil neredeyse tüm organlarımızın çalışması bozulur. Özellikle çocuklar büyüme çağında olduklarından böbrek yetmezliğinden çok ciddi bir şekilde zarar görürler. Büyümeleri ve cinsel gelişim basamakları geri kalır, öğrenme kapasiteleri azalır. Çocuklar uymaları gereken özel bir diyetleri olması ve iştahlarının da azalmış olması nedeniyle kilo alamaz, dengeli beslenemezler. Ayrıca içe kapanma ve depresyon da böbrek yetmezliğine sıklıkla eşlik eder.
Kronik böbrek yetmezliğinin çocuklarda tedavi yöntemleri nelerdir? İlaçla tedavisi mümkün müdür?
Böbrek hastalıklarının tedavisinde doktorların yapabileceği birçok şey vardır, bunlar:
Kronik böbrek yetmezliğinin maalesef ilaçla tedavisi henüz mümkün değildir. İlaçlar sadece böbreğin fonksiyonlarını desteklemek, yapamadığı işleri kısmen de olsa yerine getirmek için kullanılabilir.
Kronik böbrek yetmezliği olan bir çocuğun beslenmesi nasıl olmalıdır?
Kronik böbrek yetmezliği olan bir çocukta beslenmeye dikkat etmek çok önemlidir. Bir yandan çocuğun büyümesi ve gelişmesi için gereken besin öğelerini uygun miktarlarda çocuğa vermek zorundasınız. Bir yandan da böbrekleri çalışmadığı için vücutta birikecek olan zararlı maddeleri atamayacağından diyetini kısıtlamanız gerekmektedir. Sonunda bu iş iki ucu keskin bıçağa benzer. Dengeyi çok iyi ayarlamak gerekir. Hastalar diyaliz tedavisi sırasında da yediklerine dikkat etmek zorundadırlar.
Bazı yiyeceklerin özellikle kısıtlanması gerekmektedir, bunlar:
Diyaliz nasıl bir işlemdir, çocuklara da uygulanabilir mi?
Kronik böbrek yetmezliği görülen çocuklarda kesin tedavi yöntemi organ nakli olup uygun organ bulunana kadar belirlenen aralıklarda diyaliz adı verilen özel bir cihaza girmek gerekir. Bu cihaz yapay bir böbrek görevi üstlenir ve kanı temizlemeye yarar. Elbette çocuklara da uygulanabilir. Şu ana kadar bölümümüzde 60 diyaliz hastası izlenmiştir. Hali hazırda 10 hemodiyaliz 20 periton diyalizi hastamız vardır. İki farklı yöntemi vardır: hemodiyaliz ve periton diyalizi. Sağlık ekibi, çocuk için hangi diyaliz biçiminin uygun olduğuna karar verecektir.
Periton diyalizi iki şekilde uygulanmaktadır: SAPD (sürekli ayaktan periton diyalizi) ve APD (aletli periton diyalizi). Merkezimizde her iki yöntem de başarıyla uygulanmakta, hastalar özel bir eğitim verildikten sonra uygun alet evlerine gönderilmekte ve çocuğun evinde diyaliz yapması sağlanmaktadır. Okula devam edebilmek, daha dengeli beslenebilmek açısından çocuğun evinde periton diyalizi yapılması aslında çok daha uygun olmaktadır.
Hemodiyaliz kanın vücut dışında bir makine aracılığıyla temizlenip (suni böbrek) vücuda geri verilmesi işlemidir. Normalde hastanelerin böbrek diyaliz ünitelerinde yapılır. Hastanın sağlık durumuna göre haftada 2-3 kez uygulanmalıdır. Her seans yaklaşık 4-5 saat sürmektedir. Hemodiyalizin gerçekleştirilmesi için küçük bir cerrahi operasyona ihtiyaç vardır. Bu operasyon hastaya yapılan hemodiyaliz işlemini hızlandırmak ve kolaylaştırmak için uygulanır ve damarların birleştirilmesi şeklinde gerçekleştirilir. Hemodiyaliz atık maddeleri vücuttan hızla ve başarıyla uzaklaştırır. Ancak kesinlikle işinde uzman hemşireler ve hekimler tarafından yapılmalıdır. Özellikle söz konusu çocuklar olunca bu konuda daha ciddi bir hassasiyet ve uzmanlık gerekmektedir.